0
Sepetim
Sepetiniz boş.

150₺ ve üzeri siparişlerde ücretsiz kargo

Free shipping on orders of 150 TL or more

No products in the cart.

Image Alt

Helixturca

İzmir’in Menderes ilçesinde Gamze Atay, 3 yıl önce kurduğu, kuluçkahanesi olan salyangoz çiftliğinde salyangoz kremi üretip, dünyanın birçok ülkesine satıyor. Salgın nedeniyle ihracat kapıları kapanınca ürünlerini iç piyasaya sunan Atay, yerli üretimin önemine dikkat çekerek “Gördüğünüz gibi bir salgın oldu, dünya ticareti durdu. Yarın öbür gün başka bir virüs çıkacak. Kendimiz ne kadar üretirsek, varlığımızı o kadar sürdürürüz” dedi. İzmir’de yıllardır mermer ihracatı yapan Gamze Atay, 3 yıl önce kurduğu salyangoz çiftliğinde Menderes’e bağlı köylerde yaşayan kadınlarla beraber salyangozların sıvısını çıkararak krem ve serum hazırlıyor. Atay, ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki kentlerin yanı sıra, dünyanın birçok ülkesine gönderiyor. Dünyada ticaretin durma noktasına geldiği pandemi döneminde de üretime hiç ara vermediklerini ancak ihracat bağlantılarının olumsuz etkilendiğini vurgulayan Gamze Atay, “Bazı ülkelerle sözleşmelerimiz var, temsilcilikler vermişti. Ancak, koronavirüs sebebiyle tüm kapılar kapandığında, insanlar da canının derdine düştü. Zaten iç piyasaya daha fazla eğilmeyi düşünüyorduk. Bu işe başlarken doktor klinikleri için, yaptıkları işlemlerin sonrasında kullanabilecekleri ürünler üretmiştik. İhracat öncelikliydi. Fuarlara katılmak için gereken görüşmeleri yaptık. Ama iptal etmek durumunda kalınca iç piyasaya yöneldik. Sanal dükkanlar açmaya başladık. Bu süreci böyle değerlendirdik” dedi.

SAHTELERİNE DİKKAT

Online mağazalarda satılan ürünlerin günlük onarıcı bir işlev gördüğünü söyleyen Atay, sivilceli, yaralı, akneli ve lekeli ciltler için şifa veren ürünler hazırladıklarını kaydetti. Yıllık 60 ton kapasiteli yeni çiftliklerinde 8 milyon yavru salyangoz bulunacağını anlatan Atay, erkeklerin kullanımına sunulmak üzere yeni bir ürün çıkardıklarını belirtip, “Tıraş sonrası erkekler için üçü bir arada bir ürün çıkartıyoruz. İnternet sitemizden mağazayı ziyaret edebilirler. Online hizmet veren arkadaşlarımıza soru sorup alışveriş yapabilirler” diye konuştu. Sektördeki sahte ürünlerin sayısının da arttığına dikkat çeken Atay, şöyle konuştu: “İnsanlar sürekli olarak ürünün gerçekliğini soruyorlar. Çünkü geçmişte hepsi kandırılmış. Maalesef, ‘salyangoz’ adı suistimal ediliyor. Faydaları biliniyor ama gerçeğini üretmek o kadar kolay değil. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetiştiricilik belgeli çiftliğiz. Ürünlerimiz Sağlık Bakanlığı onaylı ve testleri, raporları var. Ürünü alırken üreticisinin kim olduğuna, nasıl yapıldığına baksınlar. Gerçekliğini böyle anlayıp, satın alsınlar. Ne yazık ki bize bu konuda çok yazıp soru soranlar oluyor. ‘Beyaz toz gönderdiler bakalım içinden ne çıkacak’ diye soranlar oluyor.”  

MERSİN’DEN AĞRI’YA SİPARİŞ ALIYOR

Farklı iş konularında da ihracat yaptığını dile getiren Gamze Atay, yerli üretimin önemine dikkat çekerek şunları anlattı: “Biz yerli üretimiz ve Türkiye’de varız. Gördüğünüz gibi bir koronavirüs salgını oldu, dünya ticareti durdu. Yarın öbür gün başka bir virüs çıkacak. Kendimiz ne kadar üretirsek varlığımızı sürdürürüz. Salyangoz sıvısından hazırladığımız kremleri ihraç da edeceğiz. Hiçbir ülkeye bağımlı olmayalım. İmalatçı olmak çok önemli. Normal zamanda ticaret yapalım. Ama kriz döneminde malımız zaten olsun. Çok talep var. Türkiye genelinde Mersin, Siirt, Trabzon, Ağrı’dan talep var. Kargoyla ürün dağıtıyoruz. Bizi, gerçek olmayandan ayırmaları biraz zor oluyor. Tek sorunumuz bu.”

‘SALYANGOZLARA ZARAR VERMİYORUZ’

Üretimde çalışan kadınlardan Funda Batar, daha önce salyangozlarla ilgili fazla bilgisi olmamasına karşın işi sayesinde onları yakından tanıdığını belirterek çok faydalı canlılar olduğuna dikkat çekti. Hayvanlara hiçbir şekilde zarar vermediklerinin altını çizen Batar, “Gamze Hanım ile 1,5 yıldır beraberim. Salyangozlarla iç içeyiz. Sıvısından faydalanıp krem yapılıyor. Hayvanları daha sonra bahçemize salıyoruz ve yaşamlarını sürdürüyorlar. Onlara zarar vermiyoruz. Daha önce salyangozlarla hiç alakam yoktu ama artık kendimi onlarla özdeşleşmiş gibi hissediyorum. Gebelik döneminde, doğumlarında ve büyüme süreçlerinin hepsinde varım” dedi. Doğada yaşayan salyangozlar ile çiftlikte büyüyenler arasında büyük farklar olduğunu söyleyen Batar, “Buradaki salyangozlar bizim gözetimimizde büyüyor. Dışardakiler zehirli besinler yiyebilir. Ama burada yaşayanlar bizim verdiğimiz yemlerle besleniyor. Onların yaşayabileceği bir kuluçkahanede büyümelerini sağlıyoruz” diye konuştu. Öğrenci olmasına karşın tatillerde de çalışarak harçlığını çıkardığını belirten Hurinur Tutluca (18) da işini çok sevdiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Lise bitti. Ara tatillerde ve yaz tatillerinde hep çalışıyorum. İş zevkli. Hiç sıkılmıyorum. Hayvanlar bize zarar vermiyor, biz de onlara zarar vermiyoruz. Beslendikten sonra sıvı üretiyorlar. Biz bu sıvıları çıkarıyoruz, daha sonra bu sıvılar krem oluyor. İneğin sütü neyse salyangozun da sıvısı da öyle.”

 

 

Yorum Gönder